Skip to main content
Bilindiği üzere etohum girişimleri 31 Ocak’da açıklanmıştı. Sunumax da 11 girişimden biri olarak seçilmişti. 8 Ay geçti ve yeniden etohum seçmeleri başladı. Etohum deneyimimi yazmak istedim bu sayede yeni katılacak firmaların kafalarındaki soruları cevaplayabilirim diye düşündüm.
Etohum bana ve Sunumax‘a çok şey kattı. Kattıklarından ilk etapta aklıma gelenleri sıralamak isterim.

etohum toplantıları
İki haftada bir düzenlenen toplantılarda onlarca yeni kişiyle tanıştım. Tanıştığım kişilerden çok şey öğrendim, bu kişilerle sohbet etmekten büyük zevk aldım. Bu kişilerden bazıları Ömer Ekinci, Devletşah, Müge Cerman‘dı (angel advisor)… Sunumax’ın logo ve tasarımını yapan Burak Dönertaş ile de bir etohum toplantısında tanışmıştım. Etohum toplantılarının bazıları da maçkolik’de yapıldı. Maçkolik’de o güzel yemekleri yarı fiyatına yemek bile büyük zevkti. Maçkolik’e de teşekkür etmek boynumun borcudur. Etohum toplantılarının birinde de eticaret dünyasının önemli ismi Prof. Dr. Şule Özmen ile tanıştım ve Şule Hocam Sunumax’a kitabında yer verdi. Bu yakın zamanda beni en çok mutlu eden olaylardan biriydi.
etohum.tv
etohum’un televidyon.com altyapısını kullanan bir web tv kanalı var. Yaptığım işleri ilk anlatmam için orada mikrofon uzatmıştı Burak Hoca. O dönemde etohum şirketi değildim bile. Sadece o video bile birkaç müşteri bulmam için yeterli olmuştu. Daha sonradan Cem KOCABAŞA (kardeşim) ile maçkolik’de yaptığımız bir söyleşi de yine etohum.tv de yayınlanmıştı. Bunlar insanlık için küçük ama işine dört kolla sarılan genç girişimciler için büyük adımlardır.
İlgili videolar:
http://televidyon.com/p/460/sadik-kocabas-ile-sunumaxcom
http://televidyon.com/p/962/kocabasa-kardeslerin-sunumax-hikayesi–1
http://televidyon.com/p/963/kocabasa-kardeslerin-sunumax-hikayesi–2
http://televidyon.com/p/791/2009-etohum-15-internet-girisimcisi



etohum kampı
etohum firması olarak seçildikten sonra sektörün bilinen isimleri bizlerden karşılık beklemeksizin haftasonlarını ayırdılar. Uğur Özmen, Savaş Şakar, Nevzat Aydın, Ali Karabey gibi isimler vardı. Her birinden farklı farklı önemli şeyler öğrendim. Aklıma gelenlerden birini paylaşayım. Savaş Bey iş yaparken planlamanın önemini ve atıl kaynakların değerlendirilmesinden bahsediyordu. Verdiği örnek: İş kuleler yapılırken yüklenici firma 4. Leventteki şantiye sahasının %70 gibi bir bölümünü otopark olarak değerlendirdiğini, İnşaat sahası çevresini de reklam bannerleri için kiraya verdiğini anlattı. Bunun üzerine ofisime gider gitmez ilk yaptığım şey stüdyomun boş olduğu zamanları belirlemek ve o zamanlarda stüdyoyu kiraya vermek oldu. Sadece stüdyo kirasından ciddi rakamlar kazanmıştım. Bu fırsatla Savaş Bey’e teşekkür etmiş olayım. Sadece bu kamp bile para ile satın alınamayacak bir deneyimdi.
Etohum kampı için:
http://televidyon.com/p/927/etohum-kampi/

Etohum sunumu
Her firma bir gün sunum yapıyordu. Bizim sunumumuza da yaklaşık 50 kişi izlemeye gelmişti. Bu yaptığımız işleri doğru kişilere anlatmak için büyük bir fırsattı. Sunumumuzdan hemen sonra bile birkaç iş bağladığımı hatırlıyorum. Böyle ortamlar startuplar için bulunmaz fırsatlardır.

Sunumumuzun daveti de bu şekildeydi:
http://www.etohum.com/5-mart-persembe-maksimum-sunum-sunumaxcom

Üniversitelerde etohum panelleri
Yaptığımız işleri sadece yatırımcılara ve sektörden kişilere değil aynı zamanda üniversite öğrencilerine de anlattık. Öğrencilerden gelen sorular işimizi daha da geliştirmemizi sağladı.

Yatırımcı firmalar ile buluşma
Süreç boyunca 4 büyük yatırımcı firma ile etohum çatısı altında buluşma fırsatı yakaladım. Ama şirket satın alma veya satma durumları çok zor kararlardır. Hala bir birleşme olmadı ama bu süreçleri yaşamak bile bir deneyimdir.

Comments

Popular posts from this blog

Girişimcilik Testi

KOSGEB'in girişimciler için birçok hibesi, ücretsiz semineri veya fuar destek programları vardır. Bunları zaten http://www.kosgeb.gov.tr adresinden takip edebiliyoruz. Bir işe başlamadan önce o işe uygun kişimiyiz bilmemiz lazım. Postacı olmaksa hayalin, yürümeye razı mısın? İlk okul öğretmeni olmaksa hayalin, çocukları sever misin?  Girişimci olmaksa hayalin bu iş için doğru kişi misin? Tabi ki aşağıdaki sorular da cevapları da kutsal bir kitaptan alınma değil ama büyük ölçüde (çevremdekileri gözlemlerime göre) doğru. Soruların her birinin cevaplarının farklı puanları var. Sayfanın en altında da katsayılarını veriyorum. 100 puan ideal Girişimciyi temsil ederken, 0 puan da ideal Gymnosophists 'i tanımlıyor. 1)       Bir ürün/hizmeti üretmeyi planlarken sizi ne cezbeder? a.        Riskin yüksek olması b.        Rekabetin olmaması c.        Bildiğiniz bir iş kolunda yer alması d.        Kârlılığın yüksek olması 2)       Rekabete dayalı

Müşteri alışkanlıklarını izlemek. Sokak kapısı örneği

İspanya'nın Barselona şehrinde sokakta yürürken bir apartman kapısı dikkatimi çekti. Bu kapıyı yapan usta diğer ustalardan farklı davranmış. Yaptığı kapıları taktıktan sonra arkasını dönüp gitmemiş, kapıyı kullanan kişilerin hareketlerini izlemiş . Eminim siz de özellikle sokak kapısınıda bir elinizde poşetler varken, diper elinizle kapı kilidini açıyor, aynı anda da ayağınızla kapıyı itiyorsunuzudur. Bu kapı ustası müşterilerinin kullanım alışkanlığını izlemiş ve kullanıcılarına bir güzellik yapmış. Fotoğraf konuyu anlatıyor. Sokak kapısına ayak ile itme aksesuarı Siz sokak kapısını nasıl açıyorsunuz?

Kendi işini kurmadan önce kaç yıl çalışmalı?

Üniversite bitsin, 2 yıl kurumsal bir firmada çalışacağım... Sonra kendi işimi kuracağım..  Bu sanırım en çok inanılan 4. sınıf hurafesi dir. Bu inancın neden çok büyük ihtimalle gerçekleşmediğini şöyle açıklayabiliriz. Alacağınız risk büyür. Yeni iş kurarken, yatırılacak para, enerji kadar önemli bir noktada fırsat maliyeti dir. Yani 2 sene bir yerde çalıştıysanız ve kafanız da çalışıyorsa giriş maaşınız %30 ile %100 oranında artması büyük ihtimaldir. Önceden şirketin kuruluş yılında ayda 10 x kazanmanız sizi tatmin edecekken 2 yıl sonrası senaryosunda 13 x veya 20 x'den aşağısı sizi tatmin etmeyecektir. Bu da aldığınız riski büyütecektir. Kurumsallığı öğrenirsiniz veya kurumsallıkta öğrenemezsiniz.  Yeni girişimin ruhunda kurumsallık yoktur. Herkes telefona bakar, acil gitmesi gereken dökümanı patron götürür. Kendi çayını kendin yaparsın, fotokopini çekmek için kırtasiyeye bile gidebilirsin. Bunlar daha çok rahatsız edebilir... Attan inip eşşeğe binmek zor gelebilir. Daha d