Tina SEELIG, What I Wish I Knew When I Was 20 adlı kitabında öğrencilerine bir ödev veriyor. Öğrenciler 4 - 6 kişilik gruplar oluşturuyorlar. Toplamda da 14 takım var. Her takım içinde sadece 5 dolar olan bir zarf alıyor. Takımların Çarşamba akşamından Pazar gecesine kadar zamanları var. İstedikleri kadar düşünebilir, plan yapabilirler. Fakat yatırımları olan zarfı açtıkları andan itibaren sadece 2 saatleri var. Amaç zarfın içindeki 5 doları en yüksek değere ulaştırmak. Bu sayede fırsatları tanımlama ve değer yaratma üzerine düşünebilecekler. Pazartesi sabahı her takım 3 dakika sunum yapacak. Ne iş yaptıklarını, nasıl para kazandıklarını anlatacaklar.
Bu durumda siz ne yapardınız? Elinizde 5 dolar varsa sizce 2 saatte ne kadar para yapabilirsiniz?
Takımlar acaba ne kadar kazandılar? Tahminleriniz nedir? 50 dolar mı? 100 dolar mı?
En fazla kazanan takım Pazartesi sınıfa 650 dolar para ile gelmiş. Bütün takımların ortalama kazançları ise 200 dolar.
En çok para kazanan takımlar 5 doları kullanmayanlarmış. Her kim ki elindeki 5 dolara odaklanırsa onlar değer yaratamıyorlar. Asıl sermaye çevremizdeki eksiklikleri görebilecek gözlere sahip olabilmektir.
Birinci takım 650 doları şu şekilde kazanıyor: 3 dakikalık sunumlarını Stanford öğrencilerini cezbetmek isteyen bir IK şirketine satıyor. Yani ne 5 doları ne de 2 saati kullanıyorlar. Çok zekice.
Diğer takımlar da zekice işler çıkarıyorlar. Hafta sonlarında restoranların önündeki uzun kuyrukları farkediyorlar. Her restorana birden çok rezervasyon yaptırıp sonra sırada bekleyen insanlara restorandaki rezervasyonları satıyorlar. Bir akşam yemeği için kişi başı 100 dolar gibi rakamları ödemeye hazır olan müşteriler sıra satın almak için de 20'şer dolar vermişler.
Bir başka takım ise üniversitenin içinde bisiklet lastiklerinizin havası ücretsiz kontrol edilir diye tabela hazırlıyorlar. Havası az olan lastiklere 1 dolar karşılığında hava basıyorlar. Bir süre sonra farkediyorlar ki insanlar çok daha fazla ödemeye razı. Artık 1 dolar değil, gönlünüzden ne koparsa demeye başlıyorlar. :) Birçok kişi 5 dolar veriyor.
Bu çok güzel bir ödev. İnsanların fırsatların her yerde olduğunu görmesini sağlıyor. Sermayem yok iş kuramıyorum diyenler için de büyük ders var burada. Önemli olan değer yaratmak.
Bu durumda siz ne yapardınız? Elinizde 5 dolar varsa sizce 2 saatte ne kadar para yapabilirsiniz?
Takımlar acaba ne kadar kazandılar? Tahminleriniz nedir? 50 dolar mı? 100 dolar mı?
En fazla kazanan takım Pazartesi sınıfa 650 dolar para ile gelmiş. Bütün takımların ortalama kazançları ise 200 dolar.
En çok para kazanan takımlar 5 doları kullanmayanlarmış. Her kim ki elindeki 5 dolara odaklanırsa onlar değer yaratamıyorlar. Asıl sermaye çevremizdeki eksiklikleri görebilecek gözlere sahip olabilmektir.
Birinci takım 650 doları şu şekilde kazanıyor: 3 dakikalık sunumlarını Stanford öğrencilerini cezbetmek isteyen bir IK şirketine satıyor. Yani ne 5 doları ne de 2 saati kullanıyorlar. Çok zekice.
Diğer takımlar da zekice işler çıkarıyorlar. Hafta sonlarında restoranların önündeki uzun kuyrukları farkediyorlar. Her restorana birden çok rezervasyon yaptırıp sonra sırada bekleyen insanlara restorandaki rezervasyonları satıyorlar. Bir akşam yemeği için kişi başı 100 dolar gibi rakamları ödemeye hazır olan müşteriler sıra satın almak için de 20'şer dolar vermişler.
Bir başka takım ise üniversitenin içinde bisiklet lastiklerinizin havası ücretsiz kontrol edilir diye tabela hazırlıyorlar. Havası az olan lastiklere 1 dolar karşılığında hava basıyorlar. Bir süre sonra farkediyorlar ki insanlar çok daha fazla ödemeye razı. Artık 1 dolar değil, gönlünüzden ne koparsa demeye başlıyorlar. :) Birçok kişi 5 dolar veriyor.
Bu çok güzel bir ödev. İnsanların fırsatların her yerde olduğunu görmesini sağlıyor. Sermayem yok iş kuramıyorum diyenler için de büyük ders var burada. Önemli olan değer yaratmak.
mükemmel
ReplyDelete