Skip to main content

Sosyal Girişimcilik - Haiti örneği

2010 Haiti depremi
12 Ocak 2010'da akşam saat 5'de Haiti'de büyük bir deprem oluyor. O gece haberi izleyen Kızılhaç yetkililerinden biri, ABD'de sabah uyanan insanların duyacakları ilk haberin bu olacağını biliyor ve birşeyler yapmak isteyecek olan kişiler için bir formul üretiyor. 90999 numaralı telefona haiti yazan bir SMS gönderdiklerinde, Haiti'ye ulaşacak 10 dolar para bağışlamış olacaklar. Bu fikri ve işin alt yapısını bir gecede hazırlayıp sabaha yetiştiriyorlar. Sabah da yapılan kampanyayı sirküle etmeye başlıyorlar. Fikir sayesinde birkaç yüz bin dolar, hatta iyi gidersen milyon dolar yardım bile toplayabiliriz diye düşünüyorlar. Kampanyaya sosyal medya hızlı şekilde destek veriyor. Sosyal medyada bu kadar çok yayılan bir konuya tabi ki geleneksel medya da yer vermeye başlıyor. Bunların bir sonucu olarak 3 milyondan fazla Amerikalı cep telefonuyla 10 dolar bağış yapıyor. Haiti deprem mağdurları için kısa bir sürede 30 milyon dolardan fazla bağış toplanıyor.
Her ne kadar depremin üzerinden aylar geçmiş olsa da bugün Twitter'da arattığım zaman (bkz. http://twitter.com/#!/search/haiti%2090999) hala tekrar twitlenmeye devam ediyor.

Bu kampanyayı başlatan kişiyi tanımıyoruz. Kimin aklına ilk geldi bilmiyoruz. Ama o bölgeye 30 M $ yardım yapılmasına olanak sağladığı için bence gizli bir kahraman.

Bu tür kişilere intrapreneur ( Intrapreneur - The spirit of entrepreneurship within an existing organization.) deniliyor. Yani kişinin girişimciliğini var olan bir organizasyonda göstermesidir. 

Comments

Popular posts from this blog

Girişimcilik Testi

KOSGEB'in girişimciler için birçok hibesi, ücretsiz semineri veya fuar destek programları vardır. Bunları zaten http://www.kosgeb.gov.tr adresinden takip edebiliyoruz. Bir işe başlamadan önce o işe uygun kişimiyiz bilmemiz lazım. Postacı olmaksa hayalin, yürümeye razı mısın? İlk okul öğretmeni olmaksa hayalin, çocukları sever misin?  Girişimci olmaksa hayalin bu iş için doğru kişi misin? Tabi ki aşağıdaki sorular da cevapları da kutsal bir kitaptan alınma değil ama büyük ölçüde (çevremdekileri gözlemlerime göre) doğru. Soruların her birinin cevaplarının farklı puanları var. Sayfanın en altında da katsayılarını veriyorum. 100 puan ideal Girişimciyi temsil ederken, 0 puan da ideal Gymnosophists 'i tanımlıyor. 1)       Bir ürün/hizmeti üretmeyi planlarken sizi ne cezbeder? a.        Riskin yüksek olması b.        Rekabetin olmaması c.        Bildiğiniz bir iş kolunda yer alması d.        Kârlılığın yüksek olması 2)       Rekabete dayalı

Müşteri alışkanlıklarını izlemek. Sokak kapısı örneği

İspanya'nın Barselona şehrinde sokakta yürürken bir apartman kapısı dikkatimi çekti. Bu kapıyı yapan usta diğer ustalardan farklı davranmış. Yaptığı kapıları taktıktan sonra arkasını dönüp gitmemiş, kapıyı kullanan kişilerin hareketlerini izlemiş . Eminim siz de özellikle sokak kapısınıda bir elinizde poşetler varken, diper elinizle kapı kilidini açıyor, aynı anda da ayağınızla kapıyı itiyorsunuzudur. Bu kapı ustası müşterilerinin kullanım alışkanlığını izlemiş ve kullanıcılarına bir güzellik yapmış. Fotoğraf konuyu anlatıyor. Sokak kapısına ayak ile itme aksesuarı Siz sokak kapısını nasıl açıyorsunuz?

Kendi işini kurmadan önce kaç yıl çalışmalı?

Üniversite bitsin, 2 yıl kurumsal bir firmada çalışacağım... Sonra kendi işimi kuracağım..  Bu sanırım en çok inanılan 4. sınıf hurafesi dir. Bu inancın neden çok büyük ihtimalle gerçekleşmediğini şöyle açıklayabiliriz. Alacağınız risk büyür. Yeni iş kurarken, yatırılacak para, enerji kadar önemli bir noktada fırsat maliyeti dir. Yani 2 sene bir yerde çalıştıysanız ve kafanız da çalışıyorsa giriş maaşınız %30 ile %100 oranında artması büyük ihtimaldir. Önceden şirketin kuruluş yılında ayda 10 x kazanmanız sizi tatmin edecekken 2 yıl sonrası senaryosunda 13 x veya 20 x'den aşağısı sizi tatmin etmeyecektir. Bu da aldığınız riski büyütecektir. Kurumsallığı öğrenirsiniz veya kurumsallıkta öğrenemezsiniz.  Yeni girişimin ruhunda kurumsallık yoktur. Herkes telefona bakar, acil gitmesi gereken dökümanı patron götürür. Kendi çayını kendin yaparsın, fotokopini çekmek için kırtasiyeye bile gidebilirsin. Bunlar daha çok rahatsız edebilir... Attan inip eşşeğe binmek zor gelebilir. Daha d