Skip to main content

Benim cebimden çıkmıyor ki

Şuanda askerdeyim ve her sabah güne hem kötü hem de iyi başlıyorum. Sabahları sakal tıraşı olurken 16 musluk olan tuvalette bütün musluklar sonuna kadar açık şekilde insanlar tıraş oluyor. Bu sahne her sabah morali bozmaya yetiyor. Mutlu eden kısım ise her gün bir yanımdaki adamı uyarıyorum. Suyu hoyrat kullanmasın diye. Refleks midir bilmem hepsi ilk önce suyu kısmayı (kapatmak demiyorum, sadece debisini azaltmak) reddediyor. Niye kısmıyorsun deyince de benim cebimden çıkmıyor ki diyor. Ama senin çocuklarına az su kalacak, belki yaşlanınca bir şişe suya 10 ekmek parası vereceksin diyorum. Abi o zamana kim öle kim kala diye cevap alıyorum. Biraz daha uğraşınca o su kısılıyor. İşte o zaman günde 10 litreden adam başı yılda 3 ton su tasarrufu sağladım diye seviniyorum. Bugün Hürriyet IK'daki Kızılderili atasözü de tam üzerine geliyor konunun: Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda, son balık öldüğünde; beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacak.
İş için gittiğim birçok yerde nasıl olsa benim cebimden çıkmıyor mantığıyla birsürü kaynak hoyratça harcanıyor. Aklıma ilk etapta gelen şeyleri yaparken lütfen bir daha düşünelim. Yorumlarınızla bu listeyi arttırabilirsiniz. Çünkü benim cebimden değil bizim cebimizden çıkıyor tükettiğimiz doğal kaynakların her damlası, tanesi.
  • Cam açıkken klima çalıştırmamalı
  • Cam açıkken kaloriferi kısmalı
  • Gizli bilgi yoksa kağıtta, arkası kullanılmalı
  • Şirket arabasını verimli kullanmalı
  • Yiyeceğin kadar yemek almalı

Comments

Popular posts from this blog

Müşteri alışkanlıklarını izlemek. Sokak kapısı örneği

İspanya'nın Barselona şehrinde sokakta yürürken bir apartman kapısı dikkatimi çekti. Bu kapıyı yapan usta diğer ustalardan farklı davranmış. Yaptığı kapıları taktıktan sonra arkasını dönüp gitmemiş, kapıyı kullanan kişilerin hareketlerini izlemiş . Eminim siz de özellikle sokak kapısınıda bir elinizde poşetler varken, diper elinizle kapı kilidini açıyor, aynı anda da ayağınızla kapıyı itiyorsunuzudur. Bu kapı ustası müşterilerinin kullanım alışkanlığını izlemiş ve kullanıcılarına bir güzellik yapmış. Fotoğraf konuyu anlatıyor. Sokak kapısına ayak ile itme aksesuarı Siz sokak kapısını nasıl açıyorsunuz?

Girişimcilik Testi

KOSGEB'in girişimciler için birçok hibesi, ücretsiz semineri veya fuar destek programları vardır. Bunları zaten http://www.kosgeb.gov.tr adresinden takip edebiliyoruz. Bir işe başlamadan önce o işe uygun kişimiyiz bilmemiz lazım. Postacı olmaksa hayalin, yürümeye razı mısın? İlk okul öğretmeni olmaksa hayalin, çocukları sever misin?  Girişimci olmaksa hayalin bu iş için doğru kişi misin? Tabi ki aşağıdaki sorular da cevapları da kutsal bir kitaptan alınma değil ama büyük ölçüde (çevremdekileri gözlemlerime göre) doğru. Soruların her birinin cevaplarının farklı puanları var. Sayfanın en altında da katsayılarını veriyorum. 100 puan ideal Girişimciyi temsil ederken, 0 puan da ideal Gymnosophists 'i tanımlıyor. 1)       Bir ürün/hizmeti üretmeyi planlarken sizi ne cezbeder? a.        Riskin yüksek olması b.        Rekabetin olmaması c.        Bildiğiniz bir iş kolunda yer alması d.        Kârlılığın yüksek olması 2)       Rekabete dayalı

Kendi işini kurmadan önce kaç yıl çalışmalı?

Üniversite bitsin, 2 yıl kurumsal bir firmada çalışacağım... Sonra kendi işimi kuracağım..  Bu sanırım en çok inanılan 4. sınıf hurafesi dir. Bu inancın neden çok büyük ihtimalle gerçekleşmediğini şöyle açıklayabiliriz. Alacağınız risk büyür. Yeni iş kurarken, yatırılacak para, enerji kadar önemli bir noktada fırsat maliyeti dir. Yani 2 sene bir yerde çalıştıysanız ve kafanız da çalışıyorsa giriş maaşınız %30 ile %100 oranında artması büyük ihtimaldir. Önceden şirketin kuruluş yılında ayda 10 x kazanmanız sizi tatmin edecekken 2 yıl sonrası senaryosunda 13 x veya 20 x'den aşağısı sizi tatmin etmeyecektir. Bu da aldığınız riski büyütecektir. Kurumsallığı öğrenirsiniz veya kurumsallıkta öğrenemezsiniz.  Yeni girişimin ruhunda kurumsallık yoktur. Herkes telefona bakar, acil gitmesi gereken dökümanı patron götürür. Kendi çayını kendin yaparsın, fotokopini çekmek için kırtasiyeye bile gidebilirsin. Bunlar daha çok rahatsız edebilir... Attan inip eşşeğe binmek zor gelebilir. Daha d